Caddebostan sahili



Pazar günü en rahat spor ayakkabılarımı giydim, yüreğimin götürdüğü yere gitmek için yola çıktım. Göztepe derken Bağdat caddesi, sahilyolu ve Caddebostan'a getirmiş beni ayaklarım. Demek ki yüreğim denize getirmiş beni. Çünkü denizi çok severim, sahilde oturup saatlerce denize bakabilirim. Dalgaların sahile vururken çıkardığı o hışırtıyı dinlemek beni dinlendirir, adeta ruhumu sakinleştirir, mutlu eder.

Hele akşamları ayın masmavi sulara vurduğu, yakamozların göz kırptığı güzelliği anlatmam mümkün değil... Onu görmek ve yaşamak lazım.

Karşıda adalar bütün ihtişamıyla duruyor, yanyana dizilmişler. Gelip geçen gemileri, yatları, motorları seyretmek bir başka oluyor. Birde sahilde plaj var, belediyenin ev sahipliği yaptığı, ben gittiğimde bir iki genç vardı, şezlongları , şemsiyeleri toplamışlardı. Çöp arabası plajın çöplerini topluyordu.

Sahilde yürüyüş parkurları, bisiklet yolları var. En temiz ve bence en güzel yer Caddebostan sahili. Denizin kenarındaki taşlara oturmuş gençler, hararetli sohbetler, sevgiyle okşanan saçlar, içilen kolalar, biralar ve şaraplar....




Şöyle bir düşündüm... bBizim zamanımızda böyle yerlerde oturmak değil yalnız gelmek dahi hayal edilemezdi. Hele bir erkek arkadaşınla mümkün değil. Ailemizle Emirgan çay bahçesine veya Yeşilsuya (bu iki çay bahçesi Antep'in en gözde çay bahçeleridir) gidilir, ya gazoz içilir ya da kaselerde dondurma yenirdi. Ondan sonra eskiden yine meşhur Atatürk Bulvarında bir aşağı bir yukarı yürünür (zaten kimi ararsan ordadır) yürürken anne baba arkada çocuklar önde, her zaman çocuklar göz önünde olmalı ( ne olur ne olmaz) sonra eve gelinir ve yatılırdı.

Gerçekten şimdiki zaman gençleri özgür, bizler de. Yalnız istediğimiz gibi gezip, yürüyoruz, kimse birbiriyle ilgilenmiyor, bakmıyor.

İstanbul'lular sıcaktan o kadar bunalmışlar ki çimlerin üzeri ful doluydu. Açkılarını açmışlar termoslarda çaylar, kuru köfteler, içecekler, çerezler. Top oynayanlar, çocuklarını gezdirenler sağlık yürüyüşü yapanlar, balık tutanlar, gitar çalıp şarkı söyleyen gençler, koşanlar velhasıl insanlar bir çeşit faaliyet içindeler...





Bu curcunayı seyretmenizi isterdim ama ben bir banka oturdum sizin yerinize seyretim ve fotoğraf çektim.
İşte bir pazar günü de böyle geçti. Dönerken bu köpekler dikkatimi çekti. Onlar da mis gibi deniz havasını hissetmişler ki şakalaşmaya başlamışlar.


Yorumlar